BİNALAR
1978.13
Geleneksel Türk Evleri 1978
Bogaziçi - Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı ( 1699 ): İstanbul ili Üsküdar ilçesinde Kanlıca ile Anadoluhisarı arasında bulunan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı Sultan II. Mustafa (1695–1703) devrinin sadrazamı Köprülü ailesinden Amcazade Hüseyin Paşa tarafından 1797–1698 yıllarında yaptırılmıştır. Yalı ve köşk, Nazım Divanı'nda bulunan bir tarih beytine göre 1699 senesinde inşa edilmiştir. Hüseyin Paşa, Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın amcasının oğlu olduğu için "Amucazade" lakabıyla anılmıştır.
İzmit - Saatçı Ali Efendi Konağı ( 1774 ): Saatçi Ali Efendi Konağı Etnografya Müzesi, İzmit, Veli Ahmet Mahallesi'nde, Alacamescit Gümüşlü Sokağı'nda bulunuyor. 1774 yılında İzmit'in tanınmış ailelerinden Gümüşlüoğlu Ailesi tarafından yaptırılan konak, zaman içerisinde el değiştirmiş ve saat onarımı yapan Ali Efendi tarafından satın alınmış. Ağaç işleri, kalem işleri ve mimari yapısı ile Saatçi Ali Efendi Konağı 18. yüzyılın Türk sivil mimari örneklerinden biri olması sebebiyle oldukça dikkat çekiyor.
Saatçi Ali Efendi Konağı'nın bodrum katı kagir, diğer iki katı ise ahşap olarak yaptırılmış. Bodrum katı kayağan taşı ile döşenmiş olan konağın tavanı ahşap kaplamalı. Konağın zemin katında sofa etrafında üç oda, mutfak ve yarı gömme bir balkon yer alıyor. Üst katta ise bir başoda ve sofaya açılan üç oda bulunuyor.
Kula - Beyler Evi ( 18. Yüzyıl ): Beyler ailesi tarafından yaptırıldığı için Beyoğlu Evi veya Beyler Evi diye anılan ev Kula ilçesinin en karakteristik ev örneklerinden biridir. Dış sofalı üç odalı plan tipinde iki katlıdır. Odaların başlıca pencereleri sofaya bakmaktadır. Köşk odası vardır. Zemin katta mutfak ve depolar yer alır. Buradan 1,5 metre yükseklikte iki odalı ara kata çıkılır. Hayatın kuzey ve güney uçlarda 40 cm yükseklikte sekiler bulunur. Pencereler ahşap kafeslidir. Beyler evinin üst katındaki, büyük bir zevk ve incelikle işlenen ahşap süslemesi ile dikkati çekmektedir. Bu süslemeler saçak kornişinde, davlumbazda, gözenek ve dolapların üstündeki göz tabir edilen nişlerin cephelerinde ajur tekniğiyle tavanlarda kapılarda, dolap kapaklarında, merdiven babasında yüklük ve sütun başlıklarında ayna tekniği ile karşımıza çıkar. Hayat tavanında sekizgen göbek içinde bitkisel motifler işlenmiştir. Göbeğin dışında kalan tavan yüzeyinde ahşaptan kesitler halinde baklava dilimleri meydana getirilmiştir. Beyler evi mimari, plan ve süsleme özelliklerine bakıldığında 18. yy.da yapılmıştır.
Milas - Bahaeddin Ağa Evi - Aslanlı Ev ( 18. - 19. Yüzyıl ): 19. yüzyılın ender örneklerinden biriyken ne yazık ki bakımsızlıktan yıkılmıştır. Maketle yaşatılmaktadır. Bina, ön cephesindeki aslan motifleri nedeniyle çevrede ''Aslanli Ev'' olarak anılmaktaydı.
Safranbolu - Safranbolu evi ( 18. Yüzyıl ): Kültür turizmi kapsamında Safranbolu'yu Ülkemizde ve Dünyada ön plana çıkartan en önemli unsur geleneksel Türk mimarisi tarzındaki Safranbolu evleridir. Bu evler bir yandan kentsel konumlarıyla diğer yandan mimarileriyle dikkate değerlerdir. İlçe merkezinde 18 ve 19. yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Evler Safranbolu'nun iki ayrı kesiminde grublanmıştır. Birincisi şehir diye bilinen kışlık olarak kullanılan, ikincisi bağlar diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimdir.
Safranbolu: Safranbolu, geleneksel Türk toplum yaşamının özelliklerini kent ölçeğinde yaşatan, tarihi ve kültürel eserlerini tüm insanlara sunan bir örnek bir kenttir. Sahip olduğu zengin kültürel miras ve bu mirasın korumadaki başarısı Safranbolu'yu bir dünya kenti ününe kavuşturmuş ve UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne alınmasını sağlamıştır. Daha çok Eski Türk Evleri ile tanınan Safranbolu, tarihi boyutuyla, doğal güzellikleriyle ve kent ölçeğinde korumacılıkta örnek oluşturmasıyla gün geçtikçe daha çok ilgi görmektedir. 1200'ü koruma altında olan sayısız kültürel eseri bulunan Safranbolu, bugün kent ölçeğinde en iyi korunan yer olarak anılmaktadır.
1993.05
Geleneksel Türk Evleri 1993 - Karadeniz Evleri
Karadeniz yöresindeki evlerin yapısal özellikleri yapım tarzına göre adlandılmıştır.
Bu evlere ait genel özellikler:
Göz Dolma Sistemi: Ahşap karkas yapı sisteminde cepheler küçük karelere bölünmüştür. Her kare kutucuğunun içine 17 x 20 cm. veya 20 x 22 cm. boyutlarında 10 cm. kalınlığında tek tek dikdörtgen taşlar yerleştirilmiştir. Taşların ahşap karolaj içindeki dokusu yeşil doğa içinde yöreye has ilginç bir estetik kazandırmıştır. Ahşap yapı sistemi tamamen geçme detaylarla kurulmuştur. Çivi ve benzeri tesbit elemanı yoktur.
Muskalı Dolma Sistemi: Ahşap karkas yapı sisteminde cephe önce 17 - 20 cm. ara ile dikey ahşaplarla ızgara oluşturularak kurulmuştur. Sonra bu ızgaranın içine 45 derece eğimli küçük ahşap parçacıklar ile üçgenler meydana getirilmiş ve aralarına küçük taş parçaları doldurulmuştur. Üçgenlerden oluşan bölümler muskaya benzediğinden bu adı almıştır.
Ahşap Kârgir Karışımı: Yapı sistemi alt kat kârgir, üst kat ahşap karkastır. Ahşap cephe kuruluşunda detaylar bağdadi sıva ile kapatılmıştır. Daha çok şehir evlerinde görülen yapı uygulamasıdır.
Bu pullara ait bilgiler ve dokümanlar Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneğinden Başkan Perihan Balcı ile 2. Başkan Doç. Dr. Cengiz Eruzun'dan sağlanmış, kompozisyonlar ise sanatçı Kaya Dlnçer tarafından hazırlanmıştır.
1000 Liralık pulda Nuskalı Dolma Ev - Rize, 2500 Liralık pulda Tuzcuoğlu Memişağa Konağı - Rize, 3000 Liralık pulda Kastel Konağı Araklı - Rize, 5000 Liralık pulda Bir Karadeniz Manzarası konuları işlenmiştir.
1994.07
Geleneksel Türk Evleri 1994 - Marmara ve Trakya Evleri
Marmara ve Trakya Evleri ile ilgili genel özellikler
Planları Bakımından Özellikleri: 17. Yüzyıl sonlarına kadar açık sofalı evler yaygın iken özellikle İstanbul evleri 18. ve 19. yüzyıllarda iç sofa ve orta sofaya dönüşmüştür. Buna karşılık İzmit, Bursa, Tekirdağ ve Edirne'de bu dönüşüm daha geç dönemlerde gerçekleşebilmiştir. Planları ortada iç yada orta sofa, yanlarda ve köşelerde ise odalar yerleştirilerek meydana getirilmiştir.
Yapı Sistemleri Bakımından Özellikleri: İstanbul, Tekirdağ, İzmit, Edirne evleri ahşap strüktür üzerine yatay derzli ahşap kaplanarak dış cepheler oluşturulmuştur. İki katlı ve üç katlı olabilen bu evlerin giriş katı kargir duvarla kurulurdu. Daha sonraları zemin katların da iskan edilmesi ile temel üstünden çatıya kadar ahşap kaplandığı örnekler çoğalmıştır.
Bursa, Orhangazi ve Sakarya'nın güney yörelerinde ise dış cephe bağdadi sıva üzerine beyaz, toprak sarısı, çivit mavisi, gül kurusu, aşı kırmızısı gibi renkler uygulanmıştır. Marmara ve Trakya evlerinin ilk örnekleri daha büyük iken sonraları küçülmüştür. Türk evi tipinin en karakteristik örnekleri bu yörededir ve Balkanlardaki ev mimarisini de önemli ölçüde etkilemiştir.
Bu pullarda Bir Bursa Sokağı, Üsküdar İcadiye'de bir İkiz Ev, Bir Edirne Evi ve Hekimbaşı Yalısı - Anadolu Hisarı konuları işlenmiştir.
Bu pullara ait bilgiler ve dokümanlar Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneğinden Başkan Perihan Balcı ile 2. Başkan Prof. Dr. Cengiz Eruzun'dan sağlanmış, kompozisyonlar ise sanatçı Kaya Dinçer tarafından hazırlanmıştır.
1995.09
Geleneksel Türk Evleri 1995 - Ege Evleri
Ege Bölgesi evleri genellikle alt katı kargir, üst katı ahşap yapı malzemesi ile inşa edilmişlerdir. Özellikle Birgi, Kula, Muğla’daki evler iklimin de verdiği olanaklar nedeniyle, açık sofalıdırlar. Ahır olarak kullanılan alt katlardan ahşap bir merdivenle üst kattaki sofaya ulaşılır. Sofada, köşk denilen, döşemeden biraz yükseltilmiş özel dinlenme köşeleri oluşturulmuştur.
Sofadan geçilen odalar, tipik Türk odası düzenindedir. Giriş kapısı yakınında dolaplar ve yıkanma yeri, ( küçük banyo - gusulhane ) pencere tarafında sedir, duvarların birisinin uygun bir yerinde de ocak bulunur.
Odalar yeme, içme, oturma dinlenme ve yatma işlevlerini karşılayacak esnekliktedir.
Ege Bölgesinde, sözü edilen evlerden özellikleri korunarak günümüze ulaşanlar da bulunmaktadır.
1996.08
Gelenksel Türk Evleri 1996 - İç Anadolu Evleri
İç Anadolu geleneksel ev mimarimizin yerel yapı malzemesine bağlı olarak çeşitlilik gösteren bölgemizdir. Kuzey kesiminde Ankara ve Çankırı evleri bindirmeli çıkarmaları ile diğer yörelerden farklı bir görünüm sunabilmektedir.
Güney kesiminde ahşap ve taş bulunmadığından evler kerpiç ile inşa edilmiştir. Konya evleri önceleri tek katlı avlulu ve düz toprak damlı iken, daha sonraları kerpiç duvarlar ahşap dikmelerle takviye edilerek iki katlı inşa edilmiş ve üstü kiremit örtülü eğimli çatı ile örtülmüştür.
Doğuda ise taştan yararlanılmıştır, toprak düz damlı Kayseri evleri özenle işlenmiş kalın taş duvarlarıyla, söveli ve silmeli küçük pencereleriyle, kemerli avlu kapılarıyla karakteristik yöresel yapı estetiği ortaya koymaktadır.
Bitişik İki Kayseri Evi, Konya Evi, Ankara Evi ve
Nakipoğulları Evi - Konya gibi karakteristik evleri işlenen bu pullara ait bilgiler Türkiye tarihi evleri koruma derneği 2. Başkanı Prof Dr. Cengiz Erzurum’dan, kompozisyonlarla ilgili dokümanlar Prof Dr. Ataman Demir arşivinden sağlanmıştır. Kompozisyonlar sanatçı Kaya Dinçer tarafından hazırlanmıştır.
1997.10
Geleneksel Türk Evleri 1997 - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Evleri
MARDİN EVLERİ: Güneydeki Mezopotamya Ovası'na bakan eğimli bir arazide, topografyayı değerlendirerek yerleşen Mardin evleri, avlulu giriş katı ve önü teraslı diğer katlardan oluşur. Sokaktan kalın yüksek taş duvarlar ile ayrılan Mardin Evi'ne giriş, anıtsal nitelikteki kapılar ile sağlanır. Avlu çevresinde gelişmiş olan giriş katında, mutfak, depolar ve ahır gibi servis mekanları, üst katlarda ise oda, baş oda, işlik, kiler gibi kapalı mekanların yanısıra revak ve eyvan gibİ yarı açık mekanlar yer alır. Evlerin ana yapı malzemesi kesme taş örgü ya da sandık duvar tekniğinde kullanılan sarı kalker taşıdır. Cephelerde yer alan ince bezemeler, bu taşın sunduğu zengin olanaklarla sağlanan özelliklerden biridir.
KEMALİYE (EĞİN) EVLERİ: Fırat Nehri’nin vadisi boyunca setlendirilmiş olan arazide yer alan Kemaliye evleri, yerleşim alanının sınırlı olması ve arazinin eğimi nedeni ile, yatayda yaylamadığından, çok katlı olarak gelişmiştir. Üç veya dört katlı evlerde kaçak adı verilen en üst kat dışında her katta eve doğrudan giriş vardır, zemin ve üst kat kavramları ortadan kalkmıştır. Geleneksel Türk evinde oturma mekanlarının yer aldığı üst kat, Kemaliye evlerinde, yol ile ilişkisi bağlamında, çoğu zaman zemin kat konumunda olabilmektedir. Nehri görecek şekilde yönlenmiş olan bu evlerde her katta ön cephede oturma odaları, arka cephede ise servis mekanları yer alır. Evlerin doğal zemine oturan yer katı ahşap hatıllı taş duvar örgüsü ile yığma sistemde inşa edilmiştir. Bu katın üstündeki çıkmalarla dışarıya taşırılmış ana kat ise, kerpiç dolgulu ahşap karkas sistemde yapılmış, üzeri düşey olarak ahşap ile kaplanmıştır. Evler düz damlıdır, damlar servis mekanları olarak kullanılır.
URFA EVLERİ: Düz bir arazide, yaygın bir düzende biçimlenen Urfa Evleri, bir avlu etrafında gelişen bir ya da iki katlı yapılardır. Her biri küçük birer sarayı andıran evler, masif ve yüksek taş duvarları ve düzgün bir plan şemasına bağlı olmayan mekanları ile yapı adaları oluşturur. Urfa evlerinin temel özelliği tonozla örtülü yarı açık bir mekan olan eyvandır. En önemli oturma mekanı olan baş odaların üst katta sokağa doğru taşan çıkmaları, sokak dokusunun özgün elemanlardır. Evlerde taş malzemeye dayalı yığma sistem kullanılmıştır. Kesme taş örgülü duvar yüzeylerindeki bezemeler de aynı malzemedendir.
DİYARBAKIR EVLERİ: Düz bir arazide yerleşmiş olan Diyarbakır evleri avlu çevresinde gelişir. Avlu ortasında bir havuz, etrafında da eyvanlar yer alır. Eyvanlar yazın yaşanan yarı açık mekanlar olduğundan kuzeye dönüktür. Evlerin sokağa bakan yüzleri genellikle masif taş duvarlardır. Zemin katta pencere yok gibidir. Ancak üst katlarda bindirmeli taş konsollarla sokağa taşan cumbalarda yan pencereler önem kazanır. Evlerde en önemli oda, harem ile selamlık bölümünü birbirine bağlayan mabeyndir. Ana mekanlar birinci katta yer alır, alt katlarda ise soğukluk ve kiler gibi servis mekanları bulunur. Kesme taş örgü duvarlarda açık renkli taşlar ile yapılmış bezemeler görülür.
2018.21
Euromed ( Akdeniz'deki Evler ) - Bodrum - Alaçatı Evleri
Euromed, Avrupa Birliği'nin Avrupa ülkeleri ve Akdeniz ülkeleri arasındaki işbirliğinin artırılmasını sağlamak amacıyla ortaya koyduğu projeler ve eylem planının bütününe verilen addır.
Avrupa-Akdeniz Bölgesinde posta işletmeleri arasındaki işbirliğini arttırmak amacıyla İdaremiz tarafından Euromed Ortak Posta Bildirisi 29 Ocak 2010 tarihinde imzalanmıştır.
Farklı uygarlıklann hayat bulduğu ve birçok medeniyetin geçtiği bir bölge olarak ülkemizin evleri, Anadolu'nun sahip olduğu kültürel zenginliğin yansımalarıyla adeta Anadolu'nun tarihsel sürecini anlatmaktadır. Çeşitliliğin kaynağı, kültürün, toprağın ve iklimin etkilerine göre her bölgede farklılıklar taşıyan yerel malzemelerdir.
Akdeniz'e kıyısı olan ülkemizdeki evlerin yapısı iklim koşulları ve doğa örtüsüne göre çeşitlilik gösterir. Kullanılan mekanlar, süslemeler, yapı malzemeleri, farklı plan tipleri kimi yerde iç içe geçmiştir.
Yağışın az düştüğü kurak bölgelerde özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde toprak evler görülür. İçi kışın sıcak yazın serin olduğundan geleneksel evler kerpiç kullanılarak yapılmıştır. Akdeniz Bölgemizde içleri yaz aylarında serîn olduğundan taş evler göze çarpar. Ahşap ( Tahta ) evler ise yağışın ve ormanın geniş yer kapladığı bölgelerde özellikle Karadeniz Bölgesinde yaygındır.
2016.02
Konulu Sürekli Posta Pulları - PTT Binaları
Pullarda Meram - Konya, Kozlu - Zonguldak, PTT Pul Müzesi - Ankara, Sirkeci - İstanbul, Artuklu - Mardin, Eski Paket Binası - İzmir binaları işlenmiştir.
1990.07
Tarihi ve Modern Posta Binaları ( Avrupa 1990 )
Europa CEPT'e üye ülkelerce 1990 yılında pullarda işlenecek ortak konu Tarihi ve Modern Posta Binaları olarak belirlenmiştir.
Sözkonusu pulların bir değerinde modern, diğerinde tarihi posta binalarından birer örnek işlenmektedir.
Tarihi Posta Binası - ( Sirkeci-İSTANBUL ): Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi özelliklerini taşıyan Sirkeci Postahanesi 1909 yılında zamanın başmimarı Vedat Tek tarafından yapılmıştır.
Modem Posta Binası - ( Ulus-ANKARA ): 12 Nisan 1982 tarihinde hizmete açılan Posta Sarayı Binasının 16.632 m² kullanma alanı bulunmaktadır. Mimarı Özhan Sökmen'dir.
Pullarda yer alan kompozisyonlar Prof. Metin Sözen'in denetiminde Doç. Kaya Dinçer tarafından hazırlanmıştır.
2008.19
Gar Binaları
Hayatı en güzel anlatan mekanlardır tren garları. Hüzünler, ayrılıklar, buluşmalar ve hayata dair ne varsa yaşanır tren garlarında. Uzaklaştıkça birbirine kavuşuyormuş gibi görünen, ama asla bir araya gelemeyen tren raylarının vuslatıdır tren garları...
HAYDARPAŞA GARI: İstanbul'un Anadolu'ya ve Ortadoğuya açılan ilk garı olan Haydarpaşa garının inşaatına devrin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit döneminde 30 Mayıs 1906 tarihinde başlanmış ve 19 Ağustos 1908 tarihinde tamamlanarak hizmete girmiştir. Binaya Selimiye Kışlasının yapımında büyük emeği geçen Haydar Paşa'nın adı verilmiştir. Binanın inşaatı "Anadolu -Bağdat Şirketi" adı altındaki bir Alman Şirket tarafından gerçekleştirilmiştir. Gar Binası başlangıçta 2525 m2 alana kurulmuş ve bugünkü kısımları ile birlikte 3836 m2 lik alana yayılmıştır. Birinci Dünya Savaşında Anadolu'ya sevk edilmek üzere gar binasında depolanan cephaneler 6 Eylül 1917 günü yapılan bir sabotaj nedeniyle infilak etmiş ve çıkan yangında binanın çatısı tamamen yıkılmış, diğer bölümleri de hasara uğramıştır. Bu olay sonrasında yapılan onarım ve değişikliklerle bina bugünkü görünümünü almıştır.
SİRKECİ GARI:Bu tarihi gar binası da Padişah II. Abdülhamit döneminde İstanbul'un Avrupa yakasında inşa edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının, Haydarpaşa Garı ile birlikte İstanbul'daki iki ana istasyonundan biridir. Alman mimar August Jachmund tarafından planı çizilen gar binasının yapımında granit mermer ve Marsilya Aden'den getirilen taşlar kullanılmıştır 1888'de başlayan gar inşaatı 1890'da tamamlanmış, binanın açılışını II. Abdülhamit adına Müşir Ahmet Paşa yapmıştır. Sirkeci garının ön cephesinde 2 saat kulesi bulunmaktadır. Binanın yan cephesinde Garın hizmete girdiği tarih, hem Rumi takvime hem de Miladi Takvime göre yazılmıştır. İnşa edildiği yıllarda denize çok yakın olan Sirkeci Garının çevresi geçen zaman içinde büyük bir değişime uğramıştır. Garın lokantası 1950'li ve 19601ı yıllarda tanınmış yazar, gazeteci ve diğer şahısların buluşma noktası olmuştur. Paris'ten kalkan Şark Ekspresi uzun yıllar bu istasyona yolcu indirmiş ve buradan yolcu almıştır.
Tren Garları
Vedaların ve buluşmaların anlam kazandığı mekanların başında gelen tren garları geçmişten günümüze dönüşüp gelişmektedir. Yan yana iki fiziki yapıdan oluşan Ankara Garı ve Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı buna en güzel örnektir.
Ankara Garı: Anadolu-Bağdat Demiryolları kapsamında 1892 yılında yapılan ilk istasyonun yerine inşa edilerek, 1937 yılında hizmete açılmıştır. Bayındırlık Bakanlığı mimarlarından Sekip Akalın tarafından projelendirilerek, Abdurrahman Naci Demirağ tarafından inşa edilmiştir. Pembe Ankara taşı ile kaplanan tarihi garın içerisinde, bilet gişeleri dükkânlar, ofisler ve bekleme koltuklarının bulunduğu büyük hol bulunur. Holün 23x33 metre boyutlarındaki tavanı 23 metre açıklığında 6 adet demir makasla kapatılmıştır. 12 metre yüksekliğinde holün tavanı camla örtülmüş olup zemini Hereke'den getirilen Marmara mermeriyle kaplanmıştır.
Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı: Başkentin mimarı zenginliğine zenginlik katan bir görünüme sahip olan Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, dinamizmi temsil edecek şekilde tasarlanarak inşa edilmiştir. AVM, otel ve iş ofislerinin de yer aldığı 194.460 m² kapalı alandan oluşan Ankara YHT Garı, günlük 50 bin yolcuya hizmet verebilecek kapasiteye sahiptir. Aynı anda 12 adet YHT setinin yanaşabileceği 3 adet peron ve 6 adet demiryolu hattı bulunan yapı zemin katlar dahil toplam 8 kattan oluşmaktadır.
2003.15
Atatürk Evleri
ATATÜRK KÖŞKÜ, TRABZON: 1903 yılında Rus Mimar Konstantin Kubayani tarafından şehrin güney batı kısmında Soğuksu tepesinde dört katlı olarak inşa edildi. 19 yüzyıl Avrupa mimarisi özelliklerini taşıyan köşk aynı zamanda şehrin bir simgesi haline geldi. Cumhuriyetin ilanından sonra mülkiyeti hâzineye geçen köşk Atatürk'ün 15 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ziyareti sırasında kendisine hediye edildi. Atatürk, 1930 ve 1937 tarihlerindeki gelişinde de bu Köşkte kalarak vasiyetinin büyük bölümünü burada yazdı. Bu Mimari eser 1964 yılında Müzeye dönüştürüldü.
SAKARYA MÜZESİ, ADAPAZARI: 1910-1915 yılları arasında dönemin Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Baha Bey tarafından zemin katla birlikte üç katlı olarak yaptırılan konut, daha sonra Atatürk’ün yakın arkadaşı ve Milletvekili Haşan Cavit Bey tarafından satın alındı. 1922 yılında Atatürk’ün annesi Zübeyde hanım ile buluştuğu ve 3 gün kaldıkları bu ev 1967 yılında meydana gelen depremde büyük hasar gördü. 1983 yılında sivil mimarlık örneği olarak tescil edilmesinden sonra kamulaştrılarak bazı tadilatlar yapıldı. 1999 yılındaki Adapazarı depreminde vitrinlerde ve eserlerde hasarlar meydana gelmesi sonucu bir süre ziyarete kapatılan müze 2003 yılında yeniden ziyarete açıldı.
ATATÜRK EVİ, SELANİK: 1870 yılında yaptırıldı. Atatürk’ün doğduğu ve çocukluk ve gençlik yıllarının bir kısmının geçtiği ev Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu, etrafı duvarla çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesi üzerindedir. Bodrum ile birlikte üç katlı ve avlu içerisinde ki ev Selanik Belediyesi tarafından Atatürk’e hediye edildi ve anahtarı Selanik Konsolosluğuna teslim edildi. Zaman zaman geniş çapta büyük onarım gören Atatürk evi müze olarak 1953 yılında hizmete açıldı.
ATATÜRK MÜZE KÖŞKÜ, ANKARA: 1876 yılında Çankaya sırtlarında bir bağ evi olarak yaptırılan köşk, Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara halkı tarafından satın alınarak Atatürk’e armağan edildi. “Atatürk Köşkü” veya “Çankaya Köşkü” olarak tanımlanan bu küçük mekan Atatürk tarafından savaş yıllarında karargah olarak, 1921 yılından itibaren ise 11 yıl süre ile hem büro hem de konut olarak kullanıldı. İlk biçimiyle giriş salonu ve sağlı sollu iki oda ile aynı yapıda olan üst kattan oluşan köşk 1924 yılında yapılan eklemelerle bu günkü biçimine kavuştu. Büyük Önder Atatürk ‘ün yaşadığı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en önemli kararların alındığı bu köşk pek çok devlet adamına ev sahipliği yaptı. Yapılan tüm ekleme ve düzenlemelere rağmen 1932 yılında bina yetersiz kalınca Atatürk yeni yaptırılan pembe köşke taşındı. Eski köşk bütün eşyaları ile korumaya alındı. 1938'de Atatürk’ün ölümünden sonra müzeye dönüştürüldü.
2004.15
ATATÜRK MÜZESİ, BURSA: 1895 yılında Miralay (Albay) Mehmet Bey tarafından yaptırıldı. Atatürk'ün İkinci Bursa gezisi sırasında (20-24 Ocak 1923) dönemin belediye başkanı Haşan Sami Bey'in girişimleriyle satın alınarak Atatürk'e armağan edildi. Atatürk son Bursa gezisi sırasında 2 Şubat 1938 tarihinde Köşkü Bursa Belediyesi’ne bağışladı. Atatürk Bursa’ya 18 defa ziyarette bulundu ve ziyaretlerinin hepsinde bu evde kaldı. Kültür Bakanlığı'na devredilen Köşk yeni baştan düzenlendi ve Cumhuriyet’in 50. yıldönümünde müze olarak açıldı.
ATATÜRK EVİ MÜZESİ, ERZURUM: 19. Yüzyılın sonlarında konak olarak yaptırıldı. Mustafa Kemal Paşa’nın kongre için gelmiş olduğu Erzurum’da arkadaşları ile bu konağa yerleşmesi ve 29 Ağustos 1919 tarihine kadar 52 gün boyunca Erzurum Kongresi çalışmalarını buradan sürdürmesi nedeniyle tarihsel bir önem kazandı. Cumhuriyetin ilanından sonra 13 Eylül 1924 günü Erzurum’a gelişlerinde Belediye Başkanı Nazif Bey tarafından altın anahtar ve evin tapusu şehir adına Mustafa Kemal Paşa'ya armağan edildi. Bodrum kat üzerine zemin ve birinci kat ile çatı katından ibaret olan bina onarılarak 03.10.1984 tarihinde Atatürk Müzesi olarak ziyarete açıldı.
ATATÜRK EVİ, HAVZA: 1900’ün ilk yıllarında yapıldı. Mustafa Kemal Paşa'nın 25 mayıs 1919 tarihinde Havza’ya gelişi ile birlikte zamanın kaymakamı Fahri Bey tarafından kendisinin ikametine tahsis edildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün 25 Mayıs -13 Haziran 1919 tarihleri arasında çalışmalarını yürüttüğü bu binanın odası eşyaları ile muhafaza edilerek Gazi Odası adı altında ziyaretçilere açık tutuldu. Kültür Bakanlığı binayı komple restore ettirerek 2002 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın Havza Karargahı ( Atatürk Evi ) adıyla yeniden ziyarete açtı. Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası, Havza odası ve dinlenme odası o dönemde kullanılan eşyalarla birlikte yeniden düzenlendi. Binanın üçüncü katında, Milli Mücadele’nin ön hazırlıklarının yapıldığı illere atfen Amasya, Sivas, Erzurum ve Ankara odaları hazırlandı.
DDY DİREKSİYON BİNASI, ANKARA: Bağdat Demiryolu’nun yapımı sırasında, 1892’de yapılmış olan, eski adıyla Direksiyon Binası, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları Ankara Gar Kompleksi içinde yer aldı. Atatürk’ün 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya gelişinden itibaren, Baş Komutanlık karargahı ve konutu olarak uzun süre emrine tahsis edildi. Kurtuluş savaşının sürdüğü 1920-1922 yılları arasında alınan en önemli kararlar burada verildi. Kurtuluş Savaşının Harekat Planları burada hazırlandı. Atatürk'ün anısını yaşatmak amacıyla TCDD, bu binayı yeniden düzenleyerek, 24 Aralık 1964 tarihinde müze olarak halkın hizmetine açtı. İki katlı olan müze binasının üst katında ki Atatürk’ün Çalışma Odası, Toplantı Salonu ve Yatak Odası kendisine ait özel eşyalar ve o günün özelliklerini taşıyan mobilyalarla birlikte olduğu gibi korundu.
1987.03
Dünya Konut Yılı
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 1987 yılı. Dünya Konut Yılı olarak ilan edilmiş ve bu yıla ilişkin faaliyetlerin yönetimi ve koordinasyonu Birleşmiş Milletler İskan Merkezi'ne verilmiştir.
Bu kararın amacı, konutsuzlara düşük maliyetli ve sağlıklı konutlar üretilmesi, standardı çok düşük konut ve çevrelerde yaşayanlara ise, konut ve çevrelerinin iyileştirilmesinde yardımcı olunması yolunda tüm ülkelerde etkin çalışmalar yapılmasını sağlamaktır.
1983.14
Ağa Han Mimarlık Ödülü
Ağa Han Mimarlık Ödülü, 1977 yılından beri her üç yılda bir, İslam kültürünü başarıyla yorumlayan çağdaş tasarım, sosyal konut, toplumsal gelişim, restorasyon, yeniden kullanım ve bölgesel koruma projelerini kapsayan mimarlık ürünleri Ağa Han Geliştirme Ağı (
Aga Khan Development Network ) tarafından Ağa Han Mimarlık Ödülleri ile ödüllendirmektedir. 1977'den beri bir çok dönem geçiren mimarlık ödülleri, dünyanın farklı bölgelerinde bulunan 8.000'den fazla yapı projesini içeren bir belgeliğe sahiptir.
1983 yılında İstanbul Topkapı Sarayında, Ağa Han Mimarlık Ödülü Ödülü Kazanan Topkapı Sarayına ait Projeye Verilmiştir.
Bu Güne Kadar Kazanan Projeler: 1.
Şalemar Bahçeleri - Lahore ( Pakistan), 2.
Topkapı Sarayı - İstanbul ( Türkiye ),
3.
El Badi Sarayı - Marrakech ( Fas ), 4.
Selahahattin Eyyubi Kalesi - Kahire ( Mısır ), 5.
Registan Meydanı - Semarkand ( Özbekistan ), 6.
Sultanın Sarayı - Surakarta ( Endonezya ), 7.
Elhambra - Granada ( İspanya ), 8.
Ciudadela - Halep
( Suriye ), 9.
Hümayun'un Türbesi - Yeni Delhi ( Hindistan ), 10.
Petronas Kuleleri - Kuala Lumpur ( Malezya ),
11.
İslami Sanatlar Müzesi - Doha ( Katar )
Kamu Binaları
1987.06
Avrupa 1987 - Mimaride Modern Sanat
Türk Tarih Kurumu Binası: Dönemin en orjinal örneklerinden biri olan yapının mimarları Turgut Cansever ile Ertur Yener'dir. Yapı, hem geleneksel tasarımın içe dönüklüğünü, hem de çevresine uyumun, malzeme ve biçimlenmenin başarılı bir çözümünü ortaya koymaktadır. 1951 ile 1967 yılları arasında yapılan bu bina, türünün ilk ve en başarılı örneklerinden birisidir.
Zeyrek Sosyal Sigortalar Kurumu Binası: Seçmeci olmadan hem çağdaş, hem de ulusal olmak gibi zor bir uygulamanın en orjinal örneklerinden biri de Sedad Hakkı Eldem'in mimarlığını yaptığı bu yapılar gurubudur. Geleneksel mimari öğelerin çağdaş gereksinimler doğrultusunda yeniden biçimlendirildiği bu yapılar, biçimlenmesiyle olduğu kadar içinde bulunduğu çevreye uyma kaygısı ve kitle düzenlemesiyle de başarılı bir sentezin örneğidirler. 1963 yılında yapılan bu binalar büro mekanları olarak tasarlanmışlar.
Pullarda yeralan resimler İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Pof. Metin Sözen gözetiminde, Yıldız Tektfik Üniversitesi öğretim görevlisi Kaya Dinçer tarafından hazırlanmıştır.
2004.13
Eski Hamidiye
Etfal Çocuk
Sanatoryumu
|
Eski Silahtarağa
Termik
Santralı Binası |
PTT Genel
Müdürlüğü
Binası Ankara |
Maliye Bakanlığı
Binası
Ankara |
Eski Posta Telgraf
Bakanlığı Binası
İstanlul |
2005.01
Başbakanlık Binası
Ankara |
2005.13
Cumhuriyet Müzesi
Ankara |
Kültür ve Turizm
Bakanlığı-Ankara
|
Devlet Konuk Evi
Ankara |
Resim Heykel Müzesi
Ankara |
Etnoğrafya Müzesi
Ankara |
Milli Kütüphane
Ankara |