TÜRK MUTFAĞI
1994.03
Türk Mutfağı
Dünyanın üç ünlü mutfağından biri olarak kabul edilen Türk Mutfağı, yemek çeşitlerinin zenginliği, beslenme değeri, pişirme yöntemleri, lezzeti, sofra düzenleri ve servis usulleriyle ününe layık bir mutfak olma özelliğini taşımaktadır.
Türk mutfağının gelişip zenginleşmesinde Türk misafirperverliği ve geleneklere bağlılık en büyük etken olmuştur. Bunun yanı sıra, aynı anda dört mevsimin bir arada yaşandığı Anadolu'da, her zaman her mevsimin taze meyve ve sebzelerinin bulunması da Türk mutfağının zenginleşmesini sağlayan önemli etkenlerden birisidir.
Türk mutfağında yer alan yemeklerin en önemli özelliklerinden biri, değişik besin gruplarında yer alan yiyeceklerin karıştırılarak bir arada pişirilmesidir. Bir yemek, içinde değişik besin gruplarının bulunması ,tek kap yemekle dengeli beslenmenin gerçekleşmesini sağlamaktadır.
Bu tür yemeklerin başında çorbalar ( Ezogelin Çorbası ), sarmalar ve dolmalar ( Karışık Dolma ) , kebaplar ( Şiş Kebap ) ve tatlılar
( Baklava ) gelmektedir. Pullarda bunlardan birer örnek görüntülenmektedir.
2007.11
Türk Mutfağı
Türk Mutfağı, çeşit zenginliği ve damak tadına uygunluk yönünden olduğu kadar birçok yemek ve yiyecek türü ile sağlıklı ve dengeli beslenmeye kaynaklık edebilecek örnekleri barındırmaktadır. Türk mutfağı beslenme biçimleri içinde bulunulan kültürel, coğrafi, ekolojik, ekonomik yapıya ve tarihsel sürece göre şekillenmekte olup, ayrıca gelenek, görenek ve dini yapı da mutfağımızın karakteristik yapısını etkilemektedir.
Yüksük Çorbası: Akdeniz Bölgesi çorbalarındandır. Hamurun kesilme şeklinden dolayı bu adı almıştır. Genellikle özel günlerde pişirilir ve içinde nohut, un, yumurta, kıyma ve çeşitli baharatlar bulunur.
Nohutlu Bulgur Pilavı: Türkiye’nin her yöresinde sıklıkla yapılan bir pilavdır. Düğünlerde ve özel günlerde çok miktarda pişirilip, dağıtılır.
Aşure: Türk mutfağının en eski ve bilinen tatlılarından biridir. Kurban bayramından sonraki ay aşure ayı olarak bilinir. Aşurenin ortaya çıkışı hakkında birçok rivayet olmasına rağmen en çok bilineni ise şöyledir; “Nuh'un gemisi tufan dinip. Ağrı Dağı’na oturduğunda gemidekiler Allah’a şükretmek için bir kutlama yapmak isterler. Fakat geminin yiyecek ambarları neredeyse boşalmak üzeredir. Bunun üzerine yiyecek olarak ne bulurlarsa hepsini bir araya getirerek bir çorba pişirirler ve aşure ortaya çıkar”. Bu nedenle aşure günümüzde 15 veya daha fazla malzeme çeşidinin birlikte pişirilmesiyle hazırlanır. Bazı yörelerde kurban etinden bir parça saklanıp aşure yaparken içine atılır.
2012.18
Karadeniz Yöresi
Sakarya Ovası’mn doğusundan Gürcistan sınırına kadar uzanan mavi ile yeşilin buluştuğu Karadeniz bölgesine özgü yemeklerde balık, mısır unu ve kara lahana ağırlıklı yemekler ön plana çıkmaktadır. Ayrıca pancar çorbası, siron, hamsi pilavı, laz böreği, taflan tuzlusu, fasulye diblesi, pepeçura, samaksa, pazı mücveri gibi bir çok yemek arasından mıhlama, hamsi tava, turşu kavurma, kara lahana dolması yemekleri örnek olarak seçilmiştir.
Turşu Kavurma: Fasülye turşusu, soğan ve tereyağ kullanılarak yapılan yemek Karadeniz sofralarının vazgeçilmez bir yemeği olarak yerini almaktadır.
Kara Lahana Dolması: Karadeniz bölgesinde çokça yapılan ve Kara lahana yaprağının içerisine bulgur ya da pirinç başta olmak üzere yöresine göre değişen diğer iç malzemeleri konularak yapılan yemek, mutfaklarda yerini almaktadır.
Mıhlama: Karadeniz bölgesinde çok popüler bir yemek olan Mıhlama, mısır unu, tereyağı ve genellikle mincı adı verilen tuzlu çökelek ( Bazı yörelerde telli peynir veya su peyniri ) kullanılarak yapılan mısır lapasının adıdır. Yöreden yöreye kuymak, havits, çumur olarakta adlandırılmaktadır.
Hamsi Tava: Hamsi, ülkemizin her bölgesinde sevilerek tüketilmekle birlikte Karadeniz kültürü ve mutfağının değişmez bir parçası olarak mutfaklarda yerini almış ve tatlısından böreğine kadar çok farklı yemek çeşitlerine bu coğrafyada rastlanmaktadır. Hamsi balığının sevilen yemeklerinden birisi tavada kızartma usulü yapılan Hamsi Tavadır.
2013.18
İç Anadolu Yöresi
Osmanlı Kültürünün mirasçısı ve çok zengin bir çeşitliliğe sahip olan Türk mutfağı Asya. Avrupa, Orta Doğu ve Arap mutfaklarından izler taşır. Anadolu topraklarının sunduğu ürün çeşitliliği, tarihsel süreç boyunca farklı kültürle yaşanan etkileşim, Selçuklu ve Osmanlı saraylarından gelen tatlar, mutfak kültürümüzün şekillenmesinde etkin rol oynamıştır. Yörelere göre farklılık gösteren yeme, içme adetleri, özel günlerde düzenlenen kutlama ve törenlerle de ayn bir anlam kazanmıştır.
Türkiye'nin beş farklı bölgesiyle komşu olan İç Anadolu Bölgesi'nde mutfak kültürü, hamur işi ve etli yemekler ağırlıklıdır. Ankara Tavası, Baduç Kavurma. Beypazarı Sarması, Divriği Pilavı, Düğün Pilavı. Etli Ekmek. Helle Aşı, Höşmerim. İskilip Dolması, Karakız Köftesi. Keşkek. Soğanlama, Yozgat Böreği, Yoğurtlaç ile Yozgat yörsine ait bir kış yemeği olan Arabaşı, Kayseri yöresiyle özdeşleşen Mantı, yine Yozgat yöresine ait bir yemek olan Testi Kebabı, kıyma, soğan ve baharat karışımının açılmış yufkaya konulup yağda kızartılmasıyla yapılan Eskişehir usulü Çiğbörek, İç Anadolu Bölgesi'nin öne çıkan tatları arasındadır.
1. Bazlama, Ankara Döneri, Arabaşı,
2. Zerdali Hoşafı, Mantı, Höşmerim
3. Güveç, Kete, Testi Kebabı,
4. Gözleme, Çiğbörek
2014.21
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Çağlar boyunca üç kıtada yaşamlarım sürdürmüş olan Türklerin, farklı kültürlerden miras kalan lezzet çeşitliliği İle oluşturdukları yemek kültürleri dünya mutfakları arasında özel bir yere sahiptir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi mutfağı ise et yemekleri ve bu yemeklere değişik ve özel tatlar veren baharatlar, salçalar, soslar ve karışımlarla Türk yemek kültüründe ayrı bir yere sahiptir.
Kebaplar, çiğ köfte ve lahmacun bu bölgeyle özdeşleşmiştir. Et ve et ürünlerinin yanı sıra buğday, bulgur, nohut, mercimek, pirinç gibi bakliyatlar da yaygın olarak kullanılmaktadır. Kentten kente değişik şekillerde hazırlanan etli bulgurlu köfteler, kebaplar, çorbalar, etli sebze yemekleri, çörek ve ekmek çeşitleri, pekmezden elde edilen yiyecekler, tatlılar, piyaz ve salatalar bölge mutfağının zengin yemek çeşitlerini oluşturur.
Bölgeye has tatların en çok beğenilenleri arasında, Şanlıurfa'nın hazırlanışı bir hayli zahmet ve ustalık gerektiren Ağzı Açık Böreği, Kilis'in şeyhlerin yemeği olarak anılan, acur adı verilen dolmalık kabaklarla yapılan Şıhılmahşi Dolması, Mardin'in dillere destan Soğan Kebabı, Gaziantep’in hafif ve çok lezzetli bir sebzeli kebap çeşidi olan Saçma Tava'sı sayılabilir.
Ağzı Açık Böreği: Kıymaya pul biber, yenibahar, karabiber, salça ve kıyılan soğan eklenir, yoğrulur. Un, su, yoğurt ve zeytinyağından yoğrulan hamur tepsi büyüklüğünde açılır. Bir çaydanlık kapağı ya da kesme kalıbıyla düzgün yuvarlaklar çıkarılır. Hamurların ortasına ceviz büyüklüğünde alınan kıyma yayılır. Hamurun kenarları tırnak tırnak kıvrılır. Isınmaya başlayan sıvı yağa ilk önce kıymalı yüzü gelecek şekilde atılarak kızartılır. Arada ters yüz edilir. Kızaran ağzı açıklar kağıt havluya alınır, ardından yayvan bir tabağa dizilerek servis edilir.
Şıhılmahşi Dolması: Önce sarımsaklı yoğurdu hazırlanır. Sarımsak ve tuz bir kasede ezilir, üzerine yoğurt eklenir. İyice karıştırılır. Buzdolabına konup dinlendirilir. Kabaklar veya acurlar kabukları hafif kazınıp, dolma oyacağı yardımıyla oyulur. Sıvı yağda hafif renk alana kadar kızartılır. Kağıt havlu üzerine alınıp, soğuması için bir kenara alınır. İç malzemesi için kıyma tencereye alınır, sıvı yağ eklenir. Orta ateşte kavrulur. Kıyma suyunu bırakıp çekince küçük doğranmış soğan eklenir. Kısık ateşte soğanla beraber 3-4 dakika kadar kavrulur. Domates salçası ilave edilir, 1-2 dakika daha kısık ateşte çevrilir. Tuz, karabiber ve pul biber eklenir, karıştırılır. Haşlanmış nohut ve ince doğranmış maydanoz eklenir, ocaktan alınır. Kabakların içi kıymalı harçla doldurulur. Tencereye dizilir. Üzerine su, tuz ve domates salçası iyice karıştırılarak sos hazırlanır. Dolmaların üzerine gezdirilir. Ocağa alınır, orta ateşte kaynaması beklenir. Kısık ateşte kabaklar hafif yumuşayana kadar pişirilir. Üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirilerek, sıcak servis yapılır.
Soğan Kebabı: Sivri Biber çok ince doğranır, kıyma, sıvıyağ, biber ve domates salcaları, karabiber ve tuz katılır karıştırılır. Soğanlar soyulur, dikey olarak ortadan kesilir. Kıymalı harçtan büyük ceviz kadar parçalar alınır, yuvarlanır, yarım soğana yapıştırılır. Sonra diğer yarısı da üzerine yapıştırılır. Tepsiye dizilir. Üzerine salçalı su gezdirilir. 200 derece fırında pişirilir.
Saçma Tava: 500 gr. zırh (iri bıçak) kıyması, 500 gr. patates, 1 veya 2 patlıcan, 3 büyük boy domates, tuz, kırmızıbiber, 1 büyük soğan, 2 tane yeşilbiber,10 diş sarımsak,karabiber, yenibahar, yağ. Bütün malzemeler doğranır,baharatlarda eklenerek karıştırılır. Bu malzeme 3-4 cm. yüksekliğinde olan bir tepsiye konarak tepsi fırına konur. 1 saat piştikten sonra fırından çıkan yemek servise hazırdır.
2015.23
Ege Bölgesi
Türk mutfağı, zeytinyağlıları, kebaptarı, etli yemekleri, hamur işleri, çorbaları, salataları, tatlı çeşitleri ve bunlar gibi pek çok tadı ile geniş bir lezzet yelpazesine sahiptir. Kuşaktan kuşağa çoğalarak aktarılan bir yemek kültürüne sahip Ege mutfağının temelini zeytin ve zeytinyağı oluşturmakta ve birbirinden lezzetli ot çeşitleri ile yeşil mutfak olarak da tanımlanmaktadır. Otlarının ve zeytinyağlı yemeklerinin yanı sıra, lokma tatlısı, höşmerim, arabaşı, keşkek, kıymalı bulgurlu yaprak sarma, güveç, çömlek eti, patlıcan böreği, soğan böreği gibi hamur işleri, yahniler, bulgurdan yapılan yemekler, tarhana ve tatlı çeşitleri de yöre mutfağının öne çıkan yemekleri arasında yerini almaktadır.
Börülce: Tencere’ye yeteri kadar zeytinyağı konularak ve ısıtılır, Üzerine soğan ilave edilerek düşük ısıda kavrulur, Ardından domates salçası veya domates ilave edilerek ve kavrulur. Üzerine Taze Temizlenmiş börülce, toz şeker, tuz ve 2.5 su bardağı kaynar su ilave edilecek ve bir miktar tuz ilave edilerek karıştırılır. Ocak ısısı yükseltilerek, Tencere kaynamaya başladıktan sonra, tencere kapağı kapatılarak, Ocak en düşük ısı konuma getirilir, Tencere arada bir kulplarından tutulup sallanarak 75 dakika sonra yemeğiniz servise hazır olur.
Şevket-i Bostan: Kuzu etli şevket-i bostan Girit mutfağına özgü çok lezzetli bir yemektir. Şevketi bostan ayıklaması oldukça zahmetli, Ege ve Akdeniz bölgesinde doğada kendiliğinden yetişen son derece şifalı, lezzetli yabani bir ottur. Dikenli yapraklarını ve odunsu kalın köklerini temizlemek oldukça zordur. Pazarlarda genellikle temizlenmiş olarak leğenlerde suyun içinde satılmaktadır. Doğada dağda bayırda, tarla yollarının kenarları gibi yerlerde çıkar. Yemeklerde dikenlerinden temizlenmiş dalları ile dış kabukları soyularak temizlenmiş kökleri kullanılır.
Yapılışı:
Temizlenmiş şevketi bostanlar iyice yıkanır, Kuzu etlerini tencerede zeytinyağı kavurun, bırakmış olduğu suyunu çekene kadar kavurun, Sonra soğan ve sarmısakları ilave edin, Soğanlar kavrulana kadar karıştırarak pişirin, En son şevketi bostanı, tuzunu ve karabiberini ekleyin, Tencerenin kapağını kapatın, 5 dakika bu şekilde sebzeler suyunu salsın, Sonra sebzelerin üzerini geçecek kadar sıcak su ilave edin, Ocağın altını kısın, tencerenin kapağını kapatın, Sebzeler ve etler yumuşayana kadar gerekirse su ilave ederek pişirin,Pişince sıcak olarak servis yapın.
Sinkonta: Balkabağını soyalım ve dilimleyelim. Soğanı temizleyelim ve piyazlık doğrayalım. Isıya dayanıklı bir fırın kabına balkabaklarını dizelim. Üzerine piyazlık soğanları serpiştirelim. Erimiş tereyağı ve baharatları ilave edip kabın üzerini folyo ile kapatalım. 180 C fırında yumuşayana kadar pişirelim. Fırından çıkarttığımız bal kabaklarını sıcaklığı geçince yoğurt, rendelenmiş sarımsak ile buluşturalım. Malzemeleri güzelce karıştırdıktan sonra servis tabağına alıp süsleyelim.
Çökertme Kebabı: Çentik Kebabı ya da Bodrum Kebabı denir.
Yapılışı:
Biftekleri doğrayabildiğiniz kadar ince julyen doğrayın. Soğan ve sarımsağı gelişi güzel doğrayıp derin bir kap içine alın. Üzerine yağı ve sirkeyi ekledikten sonra etleri ilave ederek karıştırın ve üzerini streç film ile kapatarak marine olması için kenara alın. Zeytinyağını küçük bir tavaya alıp kızdırın. Salçayı ilave ederek kokusu çıkıncaya kadar kavurun. Domates rendesini ilave ederek suyunu çekinceye kadar karıştırarak pişirin. Tuzunu ilave ederek karıştırın ve ocaktan alın.
Patatesleri kibrit çöpü kalınlığında doğrayın. Bol yağda ve kızgın yağda kızartmaya başlayın. Geniş bir tavaya etleri için yağı ekleyin ve kızdırın. Etleri ilave edip sotelemeye başlayın. Etler kendini çekmeye başlayınca baharatlarını ilave edin ve 2 dakika daha pişirin.
Servis tabağına önce kızarttığınız patatesleri alın, üzerine sarımsaklı yoğurt dökün.
Son olarak domates sosu ve sotelediğiniz etleri ilave ederek servis yapın.
2016.20
Doğu Anadolu Bölgesi
Türkiye'nin doğal koşulları, iklim şartları, coğrafi konumu, barındırdığı etnik çeşitlilik ve tarihsel süreci mutfak kültürümüze eşsiz lezzetler kazandırmıştır. Bünyesinde çok sayıda tarihi barındıran Doğu Anadolu Bölgesi yöresel mutfaklar içinde zenginliği en çok göze çarpan bölgelerdendir.
Yemek yemenin başlı başına bir kültür olduğu Doğu Anadolu Bölgesi, tarımsal ve hayvansal ürünierle bezenmiş, bölgenin sert ikliminden dolayı bu ürünlerin saklama koşulları ve pişirme teknikleri ile lezzet mutfağında önemli bir yere sahip olmuştur.
Doğu Anadolu Bölgesi mutfak kültüründe tutmaç, ayran aşı, çiriş, gendime çorbaları ziyafetlere en güzel başlangıçtır. Et yemekleri bölge mutfağının olmazsa olmazıdır, Kaburga dolma, saç kavurma, tandır kebabı, cağ kebabı yiyenlerin tadına doyamadığı lezzetlerdendir, Diğer yandan her yörede çeşitleri bulunan hamur işleri özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde kete,
löl ( gömme ) ve etli ekmek olarak karşımıza çıkmaktadır
Pullarda Kete, Kaz eti, Jağlı yumurta, Kadayıf dolma yemek ve tatlılarının görselleri işlenmiştir.
2016.26
Unesco Yaratıcı Şehirler Ağı - Gastronomi Şehri Gaziantep
Yaratıcı Şehirler Ağı ( Creative Cities Network ) 2004 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü ( UNESCO ) Yürütme Kurulu'nun 170. toplantısında alınan karar doğrultusunda kurulan bir programdır.
Bu program, yerel aktörler tarafından yürütülen kültürel endüstrilerin yaratıcı, ekonomik, sosyal potansiyelini geliştirmeyi amaçlamakta ve bu sebeple UNESCO'nun kültürel çeşitlilik ideallerini desteklemektedir.
Ülkemizin tarihi ve kültürel değerleri arasında özel bir öneme sahip olan
Gaziantep Mutfağı UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na katılarak ülkemizi temsil eden ilk gastronomi şehri olmuştur. Böylece Gaziantep mutfağının dünyanın,en önemli mutfaklarından bir tanesi olduğu tescillenmiş ve uluslararası mutfak kültüründe haklı bir yer edinmiştir.
Ipekyolu üzerinde binlerce yıllık geçmişiyle sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış ve her köşesi medeniyet izleriyle dolu olan, Batı ve Doğu kültürünü Akdeniz üzerinden taşıyan bir geçiş noktası özelliğine sahip Gaziantep şehrimizin,
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Programına alınması Gaziantep Mutfağının önemini arttırmıştır.
2017.20
Akdeniz Bölgesi
Akdeniz Bölgesi binlerce yıllık kültürü, verimli toprakları ve ılıman iklimiyle farklı bir mutfak kültürüne sahiptir.
Her damağa uygun lezzitlerin bulunabileceği Akdeniz Mutfağı batı ve doğu olmak üzere iki kısma ayrılır. Batı bölümü Ege, doğu bölümü ise Doğu Anadolu mutfaklarının etkisindedir. Batı bölümünde sebze, otlar ve zeytinyağı, Doğu bölümünde ise et, bulgur yemekleri ve kebaplar daha yaygındır.
Bölgenin verimli topraklarında yetişen ürünlerinin yöreye özgü pişirme teknikleri ile hazırlanıp sofralara gelmesiyle bir lezzet şöleni yaşanır. Tadı damaklarda kalan yemekler bölge turizminin çekiciliğine de önemli bir değer kazandırmaktadır.
2012 yılından bu yana her yıl farklı bir bölgemizin yemekleri
Yöresel Yemeklerimiz konusu olarak işlenmiştir.
Akdeniz Bölgesinin eşsiz lezzetlerinden
Adana Kebap - Şalgam,
Banak - Biçibici,
Burdur Şiş - Hibeş,
Maraş Dondurması - Tantuni ve Künefeye yer verilmiştir.
2018.25
Yöresel Yemeklerimiz - Marmara Bölgesi
Ülkemizde daha çok ekonomi ve sanayinin kalbi olma özelliği ile çekim merkezi haline gelen Marmara Bölgesi, iklimi, nüfus yoğunluğu ve çeşitliliği ile harmanlanmış zengin bir mutfak kültürüne sahiptir.
Yoğun bir şekilde göç hareketi yaşayan Marmara Bölgesi diğer altı bölgemiz, Balkanların ve kendi yöresinin lezzetlerini bir araya getirmiştir. Bu özellikleriyle Marmara Bölgesi zeytinyağlılardan et yemeklerine, salatalardan tatlılara kadar bizlere lezzet şöleni sunmaktadır.
2012 yılından bu yana her yıl farklı bir bölgemizin yemeklerinin yer aldığı Töresel Yemeklerimiz konulu anma pullarında 2018 yılında Marmara Bölgesi’ne yer vermiştir. Yöresel Yemeklerimiz konulu anma pullarının, ülkemizin eşsiz lezzetlerinin ulusal ve uluslararası tanıtımına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Marmara Bölgesinin tadı damaklarda kalan lezzetlerinden
( Edirne Tava Ciğer, Boza ), (Tekirdağ Köftesi, Peynir Helvası ), ( İskender Kebabı, Mustafakemalpaşa Peynir Tatlısı ), ( Islama Köfte ve Kestane Şekeri ) görselleri pullarda işlenmiştir.
2020.10 - Akdeniz 2020 - Geleneksel Gastronomi
Dünyanın sayılı mutfakları arasında yer alan "Türk Mutfağı" hayat bulduğu coğrafyayı renkli bir şekilde yansıtan, çok katmanlı kültürel mirasımızın önemli zenginliklerinden biridir. Tarihî gelişim sürecinde kökleri Orta Asya Türklerinin sade yemek kültürüne kadar uzanan Türk mutfağı, Orta Asya göçebe insanının et ve mayalanmış süt ürünlerini kullanmaları, Mezopotamya'nın tahılları, Akdeniz çevresinin meyve ve sebzeleri, Güney Asya'nın baharatı ile birleşerek bugünkü Türk yemek kültürünü ortaya çıkarmıştır. Bu yönü ile Türk mutfağı Akdeniz ülkeleri mutfakları arasında en eski ve en zengin mutfaklardan biridir.
Yenilebilir bütün yiyecek maddelerinin damak ve göz zevkini gözeterek sofraya ve yenmeye hazır hale getirilmesine kadar geçen bir süreci kapsayan gastronomi geçmişten günümüze süzülerek gelen bir mirastır.
Geleneksel gastronomi, uluslararası gastronomi standartlarına uyarak ülkemizin her bir bölge mutfağını dünya mutfakları ile birleştirerek, uluslararası arenada tanınmasına katkı sağlamak ve bununla birlikte gastronomi turizmi oluşturup sahip olduğumuz mutfak zenginliğinin ve kültürünün tüm dünyada yayılmasını sağlamaktadır.
2022.12 - Peynirler ( Bitişik Pul )
Peynir, farklı aroma, tat, yapı ve şekle sahip Dünya'da en fazla tanınan ve ürün çeşitliliği olan bir süt ürünüdür.
Peynirin üretiminde kullanılan sütün çeşidi, uygulanan üretim metotları ve teknolojik işlemler, olgunlaşma/olgunlaştırma ve depolama şartları peynirin lezzetini etkilemekte ve farklı özellikler kazandırmaktadır. Isıl işlem, homojenizasyon, starter kültür kullanımı, tuzlama yöntemleri, ambalajlama, olgunlaştırma ve depolama şartları gibi pek çok teknolojik işlem peynirin lezzetini etkilemektedir.
İnsan sağlığı açısından oldukça önemli bir yeri olan peynir, D vitamini, protein, kalsiyum, çinko gibi besin değerleri içermektedir.
Binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ülkemiz, coğrafi koşullara, kültürel alışkanlıklara, hayvan tür ve ırklarının farklılığına bağlı olarak geleneksel üretim teknikleri ile peynir çeşitliliği bakımından oldukça zengindir. Bunlardan çoğu yerel ihtiyacı karşılayacak miktarda üretilirken, bazıları ise ülke çapında ticarileşmiştir.
Kars Kaşarı: Mayıs ve Ağustos ayları arasında Kars ve Ardahan illerindeki zengin bitki örtüsüne sahip meralarda otlayan hayvanlardan elde edilen sütlerden yapılan, kendine özgü tat, koku, aroma ve renge sahip, taze veya olgunlaştırılarak tüketilen az tuzlu bir peynirdir. Genellikle inek sütünden yapılsa da inek sütüne koyun ya da keçi sütünün eklenmesiyle de yapılmaktadır. Yıllandıkça lezzeti artmaktadır. Coğrafi işaret almıştır.
Van Otlu Peyniri: Başta koyun sütü olmak üzere, inek veya keçi sütünden ya da bunların karışımından, yörede yetişen sirmo, mendi, kekik, siyabo, yabani nane, heliz vb. otların ilave edilmesiyle yapılmaktadır. Kullanılan süt ve otların farklılığıyla beyazdan sarımtırağa doğru değişen renge sahip, orta sertlikte, lezzetli ( sarımsak ve kekik aroması hakim ), tuzlama yapıldıktan sonra taze veya salamurada olgunlaştırılarak tüketilen, yarı sert ve düz yapıda, parlak görünümlü bir peynirdir. Coğrafi işaretli yöresel bir peynir çeşididir.
Diyarbakır Örgü Peyniri: Yağ oranı yüksek, homojen, plastik telemeli, elastik yapıda yarı sert, kendine özgü tat ve aromaya sahip, besin değeri yüksek ve saç örgüsü şeklinde salamura tip peynir çeşididir. Elle iplik şeklinde ayrılabilen peynir, parlak görünümlü olup rengi krem beyaz veya hafif sarımsıdır. Coğrafi işaret almıştır.
Trabzon Telli Peyniri: Koyun, keçi, inek sütünden veya karışımlarından yapılmaktadır. Telli peynir yapı olarak sert, orta yağlı, sarımtırak bir renge sahip, lif lif ayrılabilen, ısıtıldığında uzayan, az tuzlu bir peynirdir.
Balıkesir Sepet Peyniri: Yapımı ve aroması diğer süt ürünlerinden oldukça farklı olan sepet peyniri Ege Bölgesi'ne özgü bir peynir çeşididir. Genellikle inek ve keçi sütünden üretilen peynir, çoğunlukla gözenekli bir yapıya sahip, az tuzlu ve tam yağlıdır. Hasır örgülerden yapılan sepetlere basıldığı için bu ismi almıştır.
Çorum Kargı Peyniri: İnek, koyun, keçi sütünden üretilmektedir. Yapım aşaması farklı olan bir peynir çeşididir. Mayasında incir acı suyu vardır ve süt hiçbir ısıl işlem görmez iyotsuz tuz eklenerek çöktürülür. Koyun derisinde 3 ay olgunlaştırılmaya bırakılmaktadır.
Erzincan Tulum Peyniri: Gözeneksiz bir yapıya sahip olan peynir koyun sütü, şirden mayası, Kemah tuzu ile geleneksel üretim yöntemi ve ambalajlamada keçi tulumu kullanılarak yapılmaktadır. Tüm bu etkenler, peynirin beyaz-krem renkte, yüksek yağ içeriğine sahip, ağızda kolayca eriyen, kendine özgü asidik, tereyağımsı ve ransit tada sahip, kırılgan homojen yapıda ve lezzetli bir peynir olmasını sağlamaktadır. Coğrafi işaret almıştır.
Çanakkale Ezine Peyniri: Çanakkale bölgesinde yer alan doğal endemik bitki örtüsü etrafında ( mercanköşk, güveyi otu, adaçayı, tüylü nane ve kekik gibi ) su kaynaklarıyla beslenen hayvanlardan elde edilen keçi sütü, koyun sütü ve inek sütü karışımından üretilmektedir. Beyaza dönük açık sarı renkte, orta sertlikte, kırılgan olmayan bir yapıda, kitlesinde az sayıda ve küçük çaplı gözenekler bulunduran tam yağlı salamura tip beyaz peynirdir. Coğrafi işaret almıştır.