Konu: Eski Tunç Çağı – Anadolu Uygarlıklarında
Pullarda
İkiz İdol-Altın, Törensel Sembol-Tunç, Kolye-Altın ve Çocuğunu Emziren Kadın heykelciği-Tunç işlenmiştir.
Milattan Önce 4. Bin yılın sonlarına doğru, tunç elde edilmiş ve Anadolu’da Eski tunç çağı başlamıştır. Bu çağ ilk, orta ve geç üç evrede incelenmektedir. Maden yatakları bakımından oldukça zengin olan Anadolu’da, madencilik gelişmeye ve çevreye daha çok ticaret yapılmaya başlanmıştır. Kentleşme hızlanmış, çeşitli kent beylikleri kurulmuştur. M.Ö. 3. Binyılda Anadolu’da yazı henüz bilinmediğinden bu beylikler ve onların yaşam biçimleri hakkındaki bilgilere, arkeolojik kalıntılardan ve Mezopotamya yazılı kaynaklarından ulaşılmaktadır.
Geç Kalkolitik’ten Eski Tunç Çağına geçiş kesintisiz olmuştur. Anadolu’nun değişik yörelerinde ve çoğunluğu mezarlarda hediyesi olarak bırakılmış durumda, ele geçen zengin maden buluntuları ile yerleşim alanlarında açığa çıkartılan maden döküm kapları, bu alanda erişilen ileri düzeye tanıklık etmektedir. Eserlerin nitelikleri bu çağ insanının yalnız besin üretme uğraşı içinde olmadığını, sanat ve madencilikle uğraşanların da azımsanmayacak bir düzeye eriştiğini ortaya koymaktadır. Bu devirde Orta ve Kuzeydoğu Anadolu’da Maden İşçiliğinin ziraat kadar önemli olduğu görülmektedir.
Eski Tunç Çağındaki Anadolu uygarlığının eriştiği üst düzeye tanıklık eden önemli merkezlerden biride Alacahöyük’tür. Burada keşfedilen zengin mezarlar, taş duvarlarla çevrili birer dikdörtgen oda biçimindedir. Ölü hediyelerinin çoğunluğunu altın, gümüş, kehribar ve tunç eşyalar oluşturur. Kehribar, akik, kaya kristali, demir ve pişmiş toprak olanlarda görülür. Mezarlara bırakılan hediyeler, diadem, gerdanlık, iğne, bilezik, toka. Küpe gibi süs eşyaları ile tunçtan ve altından silahlar, dinsel amaçla Posta Damgalı kullanılan güneş kursları, geyik ve boğa heykelleri, tanrıça heykelcikleri, sistrumlar gibi eşsiz sanat eserleridir.
İlk Tunç Çağı
Anadolu'da tuncun metal olarak kullanılması milattan önce 4. binyılda Kür-Araz kültürü etkisiyle oldu. Bölgeye Akkad’lar gelene kadar Anadolu tarih öncesi çağlarını yaşıyordu. Üretim için çeşitli malzemeleri buradan sağlama amacındaki Akad İmparatorluğu M.Ö 2400 yılında Büyük Sargon liderliğinde bölgeyi etkisi altına aldı. Anadolu'nun çok zengin bakır rezervleri olduğu halde tunç için gerekli kalay yeterli miktarda bulunamıyordu. Akkad’lar Mezopotamya’daki iklim değişiklikleri ve ticareti olumsuz etkileyen insan gücünün azalması sonucu zayıfladı. Yaklaşık M.Ö 2150'de Gutlar, Akkad İmparatorluğu’na son verdi.
Orta Tunç Çağı
Gutları yenen Asurlular gümüş başta olmak üzere bölgedeki maden kaynaklarına sahip çıktı. Asurluların Kaniş'de bulunan çivi yazısı tabletlerinden, gelişmiş ticaret hayatına sahip oldukları anlaşılıyordu. Orta Tunç Çağının sonlarına doğru I. Hattuşili önderliğindeki Eski Hitit Krallığı, Hattuşaş'ı ele geçirdi ve başkent yaptı. (M.Ö 17nci YY)
Knossos'da yapılan arkeolojik kazılar Anadolu’daki Tunç çağının Girit'deki Minos Uygarlığı'nı da etkilediğini gösterdi.
Son Tunç Çağı
M.Ö. 14. yüzyılda Hitit İmparatorluğu gücünün zirvesine ulaştı; orta Anadolu, Suriye'nin kuzeybatısı ve yukarı Mezapotamya’ya kadar yayıldı. Kizzuvatna ticaret yolları açısından önemli bir bölge olan Hatti'yi Suriye'den ayırarak ele geçirdi. İki devlet arasında barış anlaşmaları imzalandı sınırlar korundu ta ki Hitit Kralı I. Şuppiluliuma, Kizzuvatna'yı tamamen ele geçirinceye kadar. Her ne kadar Kizzuvatna uygarlığı bitsede Hititler, Comona ve Kilikya'da onların kültürlerini korumalarına izin vermiştir.
M.Ö. 1180'den sonra Levant bölgesine Deniz Kavimlerinin gelmesiyle, imparatorluk dağıldı ve bir kısmı M.Ö 8nci YY'a kadar ayakta duracak olan küçük şehir devletleri ortaya çıktı.
Konu ile ilgili diğer pulları görmek isterseniz Tıklayınız.