Konu: Şifalı Bitkiler 2001
Mersin ( Myrtus communis ): Yöresel Adı, Bahar ağacı, Murt ağacı dır. Mersingiller familyasından; daima yeşil çalı veya 2-5 metre boyunda bir ağaçcık olan bir bitkidir. Yaprakları deri gibi serttir. Çiçekleri beyazdır. Kokusu güzeldir. 100 kadar türü vardır. Yabani mersin Akdeniz çevresinde yetişir. Meyvesine de mersin denir. Küçüktür. Tatlı bahratlı ve kokuludur. Yenir. Yapraklarında ve çiçek dallarında reçine, tanen, sinaol, terpen, mirtol, pinen gibi maddeler vardır. Meyvelerinde ise uçucu yağ, şeker, sitrik asit bulunur.
Faydası : Bronşitte faydalıdır. Mesane iltihaplarını da giderir. Nezlede faydalıdır. Akciğer iltihaplarında kullanılır. Bel soğukluğunda faydalıdır. İshali keser. Mide ağrılarını giderir. Egzamada faydalıdır. Saçları boyamakta kullanılır.
Civan Perçemi ( Achillea millefolium ): Yöresel olarak akbaşlı, barsamaotu, binbiryaprakotu, marsamaotu, beyaz civanperçemi, sarı civanperçemi ve kandilçiçeği diye de anılır. Hayatımızdan ayrı düşünemeyeceğimiz bir şifalı Türkiye'de 40 kadar civanperçemi türü bulunmakta ve bunların birçoğu tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Türlerine göre 5-100 cm yükseklikte, yapraklar yünlü gibi tüylü ve parçalı, çiçekleri ; beyaz, fildişi beyazı, soluk sarı veya altın sarısı rengindedir. Çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Mavimtrak renkli bir uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağda azulen, limonen, sineol, borneol, pinenler, seskiterenler vardır. Bitki çayırlarda, dar tarla yollarında, yol kıyılarında ve tahıl tarlalarının kenarlarında kümeler halinde yetişir. Güneşli havalarda çevresine aromalı keskin bir koku yayar. Aslında çiçekleri, güneşin en etkili olduğu saatlerde toplamak gerekir, çünkü o sıralarda eterli yağları ve şifalı gücü doruk noktasında olur.
Adet kanamaları düzensiz bir genç kız olsun, menopoz dönemindeki veya sonrasında olgun bir kadın olsun, tüm kadınlar için arada sırada civanperçemi çayı içmek çok önemlidir. Civanperçemi, akla gelebilecek tüm konularda, dölyatağını (rahim) en iyi biçimde etkiler. Yumurtalık iltihaplanmasında alınmaya başlanan civanperçemi oturma banyolarının daha ilkinde ağrılar kesilir ve iltihap yavaş yavaş gerilemeye başlar. Bu banyolar aynı zamanda, yaşlı kişilerin ve çocukların yatağa işeme problemlerine karşı ve dölyatağı (rahim) akıntılarında da başarılı olur. Bu durumlarda ayrıca günde 2 bardak civanperçemi çayı da içmek gerekir. Dölyatağı kaymasında da (Prolapsus) uzunca bir süre oturma banyoları alınır, ayrıca günde 4 bardak arslanpençesi çayı içilir ve çobançantası tentürü ile dölyatağı civarına, vajinadan yukarı doğru masajlar yapılır. Miyomlar da (Kas yapılı urlar), doktor kontrolünün olumlu bir sonuç vermesine kadar, uzunca bir süre her gün civanperçemi oturma banyoları alındığında yok olabilirler. döneminde de kadınlar sık sık civanperçemi çayını anımsamalıdırlar.
Civanperçemi oturma banyoları da sağlık için çok yararlıdır. Kol ve bacaklardaki sinir iltihaplanmalarında, civanperçemi katkısıyla yapılacak kol ve bacak banyoları çok rahatlatıcıdır. Fakat, bitki öğle güneşinde toplanmalıdır. Bu tür banyolar özellikle ilk alındığında yararlı olurlar ve tüm ağrılar diner.
Kantaron ( Hypericum perforatum ): Yöresel adları Sarı kantaron, Binbirdelikotu, Kılıçotu, Kanotudur. Çentiyangillerden, bir veya iki yıllık otsu bir bitkidir. 30 - 80 cm yükseklikte, tüysüzdür.Yarıya kadar tek gövde dik, dört köşeli, tüysüz, yarıdan sonra oldukça çok sık çatallıdır. Alt yaprakları yere yapışık, rozet şeklinde, gövde yaprakları uzun bir yumurta şeklinde, ucu sivri, gövdeye oturmuş iki adet karşılıklı bir sonraki ile çapraz, kenarları hafif kalkık ve en üstteki yaprakları ise mızrak şeklindedir. Çiçekleri dallarının ucunda, 5 parçalı, parlak sari renkli ve kenarları siyah tüylüdür. Boyları 8 - 15 mm arasındadır.Yapraklar ışığa karşı tutulduğunda parlak noktacıklar halinde yağ guddeleri görülür. Binbirdelik ismi de buradan gelmektedir. Sinirsel kaynaklı kekemeliklerde iyi neticeler verir. Menepoz sıkıntılarına karşı rahatlatma yapar. Adet sancılarını hafifletir, kas gevşetici etkisi vardır. İshale karşı çok etkindir. İyi bir balgam söktürücüdür. Soğuk algınlığına iyi gelir. Gribi iyileştirmede faydalıdır.
Kuşburnu ( Rosa canina ): Dünya genelinde en çok Avrupa, Afrika ve Asya’da yetişen bir bitkidir.Yapısı yetiştiği coğrafya nedeniyle oldukça tüylü ve tohumludur. Kuşburnu bitkisi sonbahar mevsiminde olgunlaşır. En önemli özelliği; C vitamini bakımından dünyanın en zengin bitkileri arasındadır. Meyve olarak tüketildiği gibi kurutulup çay olarakta tüketilebilir. Kuşburnu dünya genelinde gıda maddesi olarak kullandığı gibi birçok tıbbi hastalığın tedavisinde de bitkisel ilaç olarak kullanılır. Kuşburnu bitkisinin çayı,yağı,reçeli,ezmesi ve hoşafı yapılmaktadır. Cilt ve yara iltihaplanmalarında oldukça faydalıdır; taze kuşburnu bitkisi ciltteki iltihaplanmalara sürüldüğünde kısa sürede iyileşme görülmektedir. Romatizma ve eklem rahatsızlıklarının tedavisinde etkilidir; kuşburnu bitkisinin eklem kireçlenmelerinin tedavisi ve romatizma ağrılarının giderilmesindeki faydaları klinik araştırmalarla kanıtlanmıştır. Grip ve soğuk algınlığı tedavisinde etkilidir; içerdiği C vitamini ile gribal enfeksiyonlar ve soğuk algınlığı tedavisinde etkili bir tedavi yöntemidir, hastalıktan önce tüketildiğinde ise bu hastalıklara karşı vücudun direnç kazanmasını sağlar. Kanser ve kalp rahatsızlıklarına karşı vücudun bağışıklık kazanmasını sağlar; sık sık kuşburnu bitkisi tüketen bir kişinin kanser olma ihtimali diğer insanlara göre daha azdır. Akciğerleri temizler, akciğerde leke oluşumunu engeller ve bronşları açar; özellikle bronşit hastaları için inanılmaz bir tedavi yöntemidir. İdrar yolları enfeksiyonlarını iyileştirir; idrar esnasında oluşan ağrı ve yanmaların tedavisinde etkilidir.
Alıç ( Crataegus azarolus ): Yöresel olarak Ekşimuşmula, Barutağacı, Yemişen olrak bilinir. 10 metreye kadar yükselebilen, dikenli, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaçtır. Meyveleri 6-10 mm çapında, 1-3 tohumlu, esmer-kırmızı veya kırmızı renklidir. Hafif ekşimsi lezzetli meyveleri yenilmektedir. Bitkiye çok güçlü antioksidant özellikler veren flavonoid (flavonlar) bileşikleri açısından oldukça zengindir. Meyveleri olgunlaştığında kırmızı ve sarımsı bir renk alan, yuvarlak görünümlü alıç, süs bitkisi olarak da kullanıyor. Alıç, Türkiye’de, derelere bakan yamaçla Posta Damgalırda, kayalık, taşlık yerlerdeki çalılıklar içinde, ormanlarda ya da dağlık çevrelerde yetişiyor. Kalp ritim bozuklukları (arrhythmias), sinirsel kalp çarpıntıları, kalp yetmezliği, ağır enfeksiyon hastalıkları sonrasındaki kalp kasları zafiyeti, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncı, damar sertliği alıç bitkisinin başarıyla kullanılabileceği alanlardır. Ama sabırlı ve disiplinli olmak gerekir. Çünkü bitkinin etkisi uzun süreli kullanımlar (4-8 hafta) sonucunda oluşmaya başlar ve bu olumlu etki gitgide artar. Bu bitki ayrıca, bedendeki sıvı birikimlerinin dışkılanmasını da sağlayabilir. Ayrıca; sinir sisteminde yatıştırıcı, spazmları azaltıcı, idrar söktürücü ve kabız yapıcı etkileri de vardır. Alıç'ın içerdiği maddelerde vücutta birikme, zehirlilik ve alışkanlık yapma gibi özellikler olmadığından uzun süreli kullanıma uygundur.Yaklaşık 3 haftalık bir kullanımdan sonra kalp, damar sistemi ile beyinde olumlu etkileri görülmeye başlayan alıç, kan dolaşımını sağlayan damarları genişleterek güçlendirdiği gibi, kalbin daha fazla kan ve oksijenle beslenmesini sağlıyor, yüksek kan basıncını dengeliyor.Sağladığı faydalarla beyini de olumlu etkileyen alıç, hafızanın güçlenmesinde de önemli rol oynuyor. Kalp kaslarını güçlendirici, kalpritim bozukluklarını düzenleyici etkiye sahip alıcın, koroner toplardamarların işlevlerini destekleyici, kalp krizi sonrasında kalbigüçlendirici özellikleri de bulunuyor.Mideye faydalıdır. Şiddetli kusmayı geçirir.
Konu ile ilgili pulları görmek isterseniz Tıklayınız. ( Bitkiler )
Konu ile ilgili pulları görmek isterseniz Tıklayınız. ( Sağllık )