PTT Müdürlüğünce 2021 Yılının ( 18 ) serisi olarak dolaşıma sunulmuştur.
Seri Numarası: 1351
-2021.18
Sakarya Meydan Muharebesi'nin 100.Yılı
Sunum:
23 Ağustos 2021 tarihinde
Sakarya Meydan Muharebesi'nin 100. Yılı konulu tek değerli
Anma Pulu, 3,00 TL bedelle, söz konusu anma puluna ait
İlk Gün Zarfı 5,50 TL bedelle, PTT İşyerlerinde,
www.filateli.gov.tr web adresinde ve filateli cep uygulamasında satışa sunulmuştur.
Polatlı PTT Merkez Müdürlüğü/ANKARA adresinde,
Sakarya Meydan Muharebesi'nin 100. Yılı 23.08.2021 POLATLI
ibareli
İlk Gün Damgası kullanılmıştır.
Anma pulnun Değeri: 3,00 TL
1 Dolar = 8,4851 TL
/ 0,3536 $, 1 Euro = 9.9472 TL
/ 0,3016 €
Çıkış Tarihi: 23.08.2021, Son Satış Tarihi: Tükeninceye kadar.
Basım Adedi: 100.000 adet tek puldan oluşan seri
Pulun Boyotu: 90 x 45 mm.
Baskı Yöntemi: Dijital Baskı
Basımevi: PTT Matbaası - Ankara
Grafik Tasarım: Hakan Doğu
Seri Numarası: 1351
PTT Kodu: 1001-454, PTT Sayfa: 1339
Konu: Sakarya Meydan Muharebesi'nin 100. Yılı
Tarih sayfalarına "Sakarya Melhame-i Kûbrâsı” (çok büyük kanlı savaş) olarak kaydedilen ve Türk tarihinin en önemli savaşlardan biri olan Sakarya Meydan Muharebesi, Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolun ve emperyalist ülkelere karşı verilen Milli Mücadelenin en önemli kilometre taşlarından birini oluşturmaktadır.
Mondros Mütarekesi sonrasında başlayan haksız işgaller, karşı koymak isteyenlerin susturulması ve işgal bölgelerinde gerçekleştirilen katliam, Anadolu'da sivil direnişin yolunu açmıştır. Böylesi bir ortamda 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan Anadolu topraklarına ayak basan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları. Kurtuluş Savaşının örgütlenme aşamasını başlatmışlardır. Kongreler döneminde çaresiz ve sessiz bir şekilde kaderine razı olan Anadolu insanında ortak bir ruh ve heyecan yaratılmak istenmiş ve ulus topyekûn başlatılacak olan mücadeleye davet edilmiştir. Anadolu halkı bu duyuruya sessiz kalmamış ve imkânları çerçevesinde demek ve cemiyetler etrafında örgütlenmeye, kendi bölgelerinde ufak çapta birlikler hazırlayarak direnişe ortak olmaya başlamışlardır. Kuva-yı Milliye adı verilen ve dağınık halde kurulan bu birlikler, başlangıçta Temsil Heyeti'ne. daha sonra TBMM Hükümeti içinde yer alan Millî Müdafaa Vekâleti'ne bağlanmıştır. Vekâlet, Haziran 1920 tarihinden itibaren bu birlikleri düzenli orduya dönüştürmeye başlamıştır. Düzenli ordu ise ilk başarısını Batı Ccphesinde Yunan Ordusuna karşı elde etmiştir. Henüz tam eğitimlerini tamamlayamayan ve gerekli teçhizattan yoksun bu birliklerin elde ettiği Birinci ve ikinci İnönü Zaferleri, Türk milletinin kurtuluş ümidini arttırmış ve Yunanlıların İtibar kaybetmesine neden olmuştur.
Yunan kuvvetleri, bu yenilgilerin izini silmek, Türk Ordusunu yok etmek ve Ankara'yı ele geçirmek amacıyla 10-25 Temmuz 1921 tarihleri arasında yeniden genel bir taarruza geçmiştir. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri adıyla bilinen bu savaş sonunda, Türk birlikleri yenilmiş ve Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmek zorunda kalmıştır. Yunan Genelkurmayı planının sonunu getirememiş ve bu siyasi durum. Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın en kritik günlerinin yaşanmasına yol açmıştır. Kamuoyunda ve Ankara'da tedirginlik ve üzüntü yaratan bu yenilgi sonrasında TBMM'de sert tartışmalar yaşanmış, başarısızlıktan Mustafa Kemal Paşa sorumlu tutulmuştur. TBMM'de ilk defa bir Muhalefet Grubu ortaya çıkmış ve bu tehlike karşısında başkentin Kayseri'ye taşınması dahi önerilmiştir. Bütün bu olumsuzluklar karşısında TBMM, 5 Ağustos 1921 tarihinde "Başkomutanlık Kanunu" nu çıkartarak, sahip olduğu yetkileri üç ay süre ile Mustafa Kemal Paşa'ya devretmiştir. Bu kanun sayesinde Mustafa Kemal, tek başına hareket etme, çabuk karar verme ve uygulama imkânı bulmuştur. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 7-8 Ağustos 1921'de on maddeden oluşan Tekâlif-i Milliye Emirlerini yayınlayarak orduya personel, silah, malzeme ve araç-gereç bakımından güçlendirmeye çağırmıştır.
Yunan genelkurmayı, Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilen Türk ordusuna son darbeyi vurmak üzere hazırlıklarını hızlandırdığı günlerde, Ankara'da kurulan Tekâlif-i Milliye Komisyonları çalışmalarına devam etmiştir. Başkomutanın kanun hükmümde olan isteklerine bütün Anadolu halkı olumlu cevap vermiş, zengini, fukarası, köylüsü ve kentlisi her türlü maddi ve manevi. Yardımı yapmaktan çekinmemiştir. 12 Ağustos 1921 Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Milli Müdafaa Vekili (Milli Savunma Bakanı) ve Erkân-ı Harbiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Fevzi (Çakmak) Paşa ile birlikte hazırlıkları yerinde görmek ve durum değerlendirmesi yapmak üzere Ankara'dan Polatlı'daki Batı Cephesi karargâhına hareket etmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Alagöz'de yapısı henüz tamamlanmamış bir evde harekâtı idare edecektir.
Ağustos ayının yakıcı güneşi altında Katrancı Köyü'nün güneyinde yüksek bir tepeye çıkarak muharebe mevzilerini gözden geçiren Başkomutan, atına bineceği sırada ayağı kaymış ve dengesini kaybederek düşmüştür. Ağrıları devam eden Mustafa Kemal Paşa, Alagöz karargâhına götürülmüş, doktorların tavsiyesiyle aynı gün Ankara'ya dönmek zorunda kalmıştır. 16 Ağustos 1921'dc Ankara'da yapılan röntgen muayenesinde kaburga kemiklerinden bir tanesinde kırık olduğu anlaşılmıştır. Doktorların tüm ısrarlarına rağmen Mustafa Kemal Paşa, vücudu bezlerle sımsıkı sarılı bir halde ertesi gün tekrar cepheye, Alagöz Karargâhına hareket etmiştir.
Türk ordusuna daha fazla toparlanma fırsatı vermek istemeyen Yunanlılar, 23 Ağustos 1921'de taarruza geçmişlerdir. Özellikle düşmanın, Türk kuvvetlerini güneyden kuşatma ve cepheden yarma hareketi, cephedeki Türk kuvvetlerinin direnişiyle mevzii başarılardan öte gidememiştir. Bu savaşa kadar savunmalar; orduların bir hat üzerinde yerleştirilmesi, bu hatta başarılı olmazsa geride başka bir hatta çekilmesi biçiminde cereyan etmiştir. Ancak, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, o gün Haymana önlerinde tarihe geçecek olan şu emri vermiştir: "Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaş kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz. Onun için büyük küçük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat büyük küçük her birlik tutunabildiği ilk yerde düşmana cephe kurup savaşa devam eder. Yanındaki birliğin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide sonuna kadar dayanmaya ve karşı koymaya mecburdur." Böylece bu emirle savunmada hat taktiği bırakılarak, çekilme olsa bile birliklerin tutunabildikleri İlk yerde savunmaya devam etmeleri yani geniş alan savunması yaparak düşmanı durdurmaları istenmiştir.
13 Eylül 1921 tarihine kadar 22 gün 22 gece devam eden Sakarya Meydan Muharebesinde önce Sakarya doğusu, sonra da Afyon-Eskişehir hattına kadar olan vatan parçası Yunanlılardan temizlenmiştir. Dünya Harp Tarihinin en uzun meydan muharebesi olan Sakarya Savaşı, Milli Mücadele tarihine "Subay Muharebesi" olarak geçmiştir. Bu zafer, Türk Milletinin fedakârlığı, Anadolu insanının ve özellikle Ankaralıların cömertliği ve kahramanlığı, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının kararlılığı sayesinde elde edilmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın iradesiyle kazanılan bu zafer sonunda, TBMM, kendisini 19 Eylül 1921'de "Gazi" unvanı ve "Mareşallik* rütbesi ile ödüllendirmiştir. Askeri alanda kazanılan Sakarya Zaferi, siyasal başarılara da yenilerini eklemiştir.
PTT A.Ş. tarafından 'Sakarya Meydan Muharebesinin 100. Yılı" konulu anma pulu ile ilk gün zarfı 23.08.2021 tarihinde dolaşıma sunulmuştur.
Konu ile ilgili diğer pulları görmek isterseniz Tıklayınız ( ).
İlk Gün Zarfı ile İlk Gün Damgası
İlk Gün Damgalı Zarfın Dolaşıma sunulduğu günkü değeri, 5,50 TL dir.
Zarfın Boyutu: 200 × 140 mm.
Baskı Yöntemi: Dijital Baskı
Grafik Tasarım: Hakan Doğu
|
2021.18
Seri no: 1351
|